Translate

11 Ocak 2012 Çarşamba

UÇMAK İSTİYORSAN DÜŞMEYİ DE BİLECEKSİN

Deprem olur. Dağın tepesindeki kartal yumurtalarından iki tanesi, depremin etkisiyle dağın eteğinde bulunan tavuk çiftliğine gelirler. Bunu gören yaşlı bir tavuk, kendisi yaşından dolayı yumurta doğuramadığı için bunlar benim yumurtam olsun der ve kuluçkaya yatar. Bunu gören diğer tavuklar merak içindedirler. Acaba ne çıkacak, nedir diye her gün gelip giderler. Beklenen gün gelir ve yavrular yumurtadan çıkarlar. Başlarına biriken tavuklar ve anneleri sizler tavuksunuz hoş geldiniz der. Diğerleride hep bir ağızdan hoş geldiniz tavuk kardeşlerimiz der. Siz birer tavuksunuz sakın unutmayın. Şimdi söyleyin bakalım siz nesiniz? Evet biz birer tavuğuz derler. Zamanla büyüyen kartallar kendilerinin tavuklardan farklı olduklarını anlarlar ancak yapacak bişeyleride yoktur. Ne zaman gökyüzüne baksalar, içlerinden bizde uçabilirmiyiz deseler diğer tavuklar hemen gelip, sakın unutmayın siz tavuksunuz derler. Evet biz tavuğuz derler. Günler haftaları, haftalar ayları kovalıyordu fakat değişen vücut yapıları hal ve hareketleri tavuklara benzemiyordu. Bir ara düşündü kartalın biri. Kardeşine biz tavuk değiliz baksana kardeşim, biz farklıyız dedi. Diğer kardeşi annemizde tavuk, çevremizde tavuk ve bizlerde tavuğuz. Bu konuşmaları duyan diğer tavuklar yanlarına gelip sakın ha sizler birer tavuksunuz. Uçmak gibi bir hayaliniz olamaz, tavuk doğdunuz tavuk da öleceksiniz dedi. Kardeşlerden biri hep gökyüzüne bakıyordu. Yukarıda kendilerine benzeyen yüzlerce kuşun uçtuğunu, özgür olduğunu gördü. Bak kardeşim biz uçabiliriz. Baksana yukarıya, bize benzeyen kaç tane kuş var. Onlar nasıl uçuyor? Biz tavuk değiliz farklıyız. Sen istesende istemesende ben uçmak istiyorum. Özgür olmak istiyorum. Önüme yem atılmasını, başımı yere eğip birşey görmemeyi istemiyorum. Kimseye tavukluk yapmayı istemiyorum. Bunu duyan diğer tavuklar etrafa yine toplanırlar alay ederek sen tavuksun ne diyorsun? Sakın hayal kurma. Sen hiç bir zaman uçamazsın dediler. Kartal diğer kardeşine bakar, ben uçacağım kardeşim der. Uçmak istiyorsan düşmeyide bileceksin vede katlanacaksın der. Kanatlarını açar ve uçmaya başlar. Fazla uçamadan yere düşer. Tüm tavuklar gülmeye, alay etmeye başlarlar. Biz sana demişdik sen tavuksun uçamazsın derler.Tavukların alay etmeleri daha da çok uçma isteğini arttırmıştır. Tekrar toparlanan kartal tekrar dener uçmayı. Bu defada tavuk kümesinin çatısına çakılır fazla uçamaz. Etrafındakiler gülerek alay ederler ama kartal kardeşinin sözünü hatırlar. Uçmak istiyorsan düşmeyi de bileceksin her düşdüğün de tekrar kalkıp hedefe gideceksin der. Tüm cesaretini toplar ve uçmaya başlar. Harika bir şey, artık gökyüzünde uçabiliyordu, özgürdü. Yaşamın ne kadar güzel olduğunu, denizlerin varlığını, ormanların varlığını, dağın zirvelerini keşfeden kartal günler sonra tavuk çiftliğine kardeşinin yanına gelir. Diğer tavuklar etrafını sararlar. biz senin yapacağını biliyorduk. Sen harikasın, muhteşemsin, cesursun. Oysa ki kıskançlıktan çatlayacaklar. Kartal kardeşine döner. Kardeşim sen bu ahmakları boş ver. Bunlar yağcılığa fırsat bulduklarında bir tavuk misali karşında çoğalırlar. Biz tavuk değiliz hadi benimle beraber gel. Kardeşi hayır ben gelemem ben bir tavuğum. Yukarıda, dışarıda bilmediğim hayat var. Korkuyorum, mutsuzluğun içindede olsa mutluyum. Sen uç. Özgür ol ama bana karışma. Beni bırak. Kartal kardeşini dinlemez pençeleriyle kardeşini kavrar ve yukarı doğru uçmaya başlar. Kardeşinin kalbi yerinden çıkacak sanki. Korkuyordu. Yalvarıyordu. Ne olur indir beni yerime. Ya düşersem ya ölürsem yada bir yerim sakat kalırsa. Kartal hiç aldırış etmez. Daha yükseklere çıkar. Kardeşi ise gözlerini kapatmış korku içinde titriyordu. Devamlı ben tavuğum, ben tavuğum ne olur bırak beni diyordu. Kartal kardeşini pençelerinden bıraktı. İşte bıraktım seni. Kardeşi imdat imdat diye çığlıklar atar. Yardım et kardeşim ne olursun. Kartal hiç aldırış etmez. Kartalsın, kartal gibi yaşamak istiyorsan uçacaksın. Kardeşi ama ben uçamam ne olursun yardım et der. Bu arada yere yaklaşıyordu. Tam yere çakılacağı anda sanki ilahi bir adalet onun uçmasını sağladı. Kanatlarını çırpıyordu, uçuyordu. hayretler içinde uçuyorum uçuyorum diye bağırmaya başlar. Özgür olmak, uçmak ne güzelmiş. Dağın zirvesine gelip iki kardeş konarlar. Bir birlerine sarılıp biz kartalız, tavuk değiliz. Bırak o tavuklar tavuk olarak yaşasın. Güzel insanlar eğer ki sizlerde uçmak istiyorsanız, düşmeyi göze alacaksınız. Her düştüğünüz de dersler çıkarıp tekrar uçmak için kendinizi hazırlıyacaksınız. Çevre ne derse desin siz sadece kendiniz olun. Başkalarına özenip başkaları gibi olmayın. Sadece kendiniz olun yeter. Geçmişim eksilerle dolu olabilir. Bu demek değil ki geleceğimizde eksilerle dolu olacak. Artılara geçmek bizim elimizde.Başrısızlık başarının temelidir.Edison bile on bin deneyden sonra ampülü bulmuştur. Hayat hepimizi sınıyor. Sabrımızı test ediyor. Sadece sabredenler ödüllendiriliyor. İyiliği, hastalığı, sefaleti, mutluluğu, zenginliği, fakirliği yaratan zihindir.